KULLANICI DENEYİMİ

Hick Yasası:
Kullanıcı Deneyiminde Seçimlerin Sadeliğinin Gücü

Mehmet Akif T. 5 dak okuma

Mehmet Akif Tunç
Mehmet Akif T.
UX 5 dak okuma

Hick Yasası, psikoloji ve tasarım alanlarında karar verme sürecini anlamak ve yönetmek için kritik bir ilke olarak kabul edilir. Bu yasa, bir bireyin karar verme sürecinin, sunulan seçeneklerin sayısı ve karmaşıklığı arttıkça uzadığını öne sürer. Kullanıcı deneyimi (UX) ve arayüz tasarımı (UI) çalışmalarında bu prensibin uygulanması, yalın ve etkili bir deneyim sunarak kullanıcıların karar verme zorluğunu azaltmayı amaçlar.

Hick Yasası’nın kökenleri, 1952 yılında psikologlar William Edmund Hick ve Ray Hyman tarafından yapılan çalışmalara dayanır. Araştırmaları, bir bireyin bir uyaranı seçme reaksiyon süreci ile sunulan uyaranların sayısı arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Sonuçta, sunulan seçeneklerin sayısı arttıkça, karar verme sürecinin logaritmik olarak arttığını ortaya koymuşlardır. İşlevselliği artırırken karmaşıklığı azaltmak için tasarımcılar bu yasadan önemli dersler çıkarabilir.

Karmaşıklık ve Bilişsel Yük

Bir arayüz tasarımının etkili olup olmadığı, kullanıcının karar verme sürecinde ne kadar rahat olduğuna bağlıdır. Hick Yasası’nın öne çıkardığı gibi, fazla sayıda seçenek sunulması bilişsel yükü artırabilir. Beynimiz, bir bilgisayarın hafıza kapasitesi gibi, belirli bir sınırda işlem görebilir. Görevlerin çok karmaşık ya da bilgi fazlası içerdiği durumlarda kullanıcılar zorlanır, hayal kırıklığı yaşar ve sonunda deneyimi terk edebilirler.

Atlas Holding Brain by 6noran

Bir ürünü tasarlarken, kullanıcının bilişsel kapasitesini korumak çok önemlidir. Görsel hiyerarşi ve bilgilendirici bir mimariyle seçenekleri sınırlamak, karar verme sürecini daha akıcı hale getirebilir. Google’ın arama motoru, bu prensibin dijital ortamda ne kadar etkili olduğunun çarpıcı bir örneğidir. Arama ekranının sade ve net tutulması, kullanıcıların öncelikli hedeflerine odaklanmasını sağlarken, ek filtreleme seçenekleri arama yapıldıktan sonra sunulur. Bu yaklaşım, bilgi fazlalığından kaynaklanan kafa karışıklığını önler.

Başarılı Örnekler: Uzaktan kumandadan Slack’e

Fiziksel dünyadaki Hick Yasası uygulamalarına örnek olarak, televizyon kumandaları öne çıkar. Geleneksel kumandaların çok fazla düğme içermesi, özellikle yaşlı bireyler için kafa karışıklığı yaratırken, modern akıllı TV kumandaları yalın bir tasarımla yalnızca en gerekli seçenekleri sunar. Dijital dünyada ise Slack, kullanıcıları yığınlaşık bilgilere boğmak yerine, öğretici bir bot aracılığıyla kullanımı adım adım tanıtarak başarılı bir onboarding deneyimi sunar.

Aşırı Basitleştirme Riskine Dikkat

Her ne kadar basitleştirme etkili bir strateji olsa da, aşırıya kaçıldığında soyutlamaya yol açabilir. Bu durum, seçeneklerin ya da işlevlerin anlamının kaybolmasına neden olabilir. Örneğin, yalnızca ikonlar kullanılarak tasarlanan bir arayüzde, kullanıcılar ikonların anlamını çözmekte zorlanabilir. Facebook ve Twitter gibi platformlar, bu sorunu ikonların yanına metin etiketi ekleyerek çözmüş ve bu sayede anlamı belirginleştirmiştir.

Tasarımda Hick Yasası’nı Kullanın

Hick Yasası, kullanıcı merkezli tasarımın temel prensiplerinden biridir. Kullanıcının ihtiyacına uygun seçenekleri optimize etmek, gereksiz bilgileri elemek ve anlamlı bir bilgilendirme hiyerarşisi sunmak, yalın ama işlevsel bir deneyim sağlar. Bu prensipler, bir ürünün sadece kullanılabilirliğini artırmakla kalmaz, aynı zamanda kullanıcıların hedeflerine daha hızlı ulaşmasını da mümkün kılar.

Atlas Holding Brain by 6noran

Bir sonraki yazımızda görüşürüz...

GÜZEL BİR PROJENİN İLK ADIMLARI OLABİLİR

Projeniz Hakkında Konuşalım!

Bizimle çalışmak mı istiyorsunuz? Belki sadece "Selam, naber?" deyip bir kaç satır yazmak istiyorsunuz? Belki de soru sormak ya da proje teklifinde bulunmak istiyorsunuz?

Anlatmaya Başlayın