KULLANICI DENEYİMİ

Tasarımın Evrimi:
Geçmişten Geleceğe İnsan Merkezli Kısa Bir Yolculuk

Mehmet Akif T. 6 dak okuma

Mehmet Akif Tunç
Mehmet Akif T.
UX 6 dak okuma

2025 yılına hoş geldiniz! Koca bir yılı daha geride bıraktık. Kimimiz yeni şeyler öğrenirken, kimimiz öğrenmiş gibi yapıp “Aman ne çok şey biliyoruz yahu!” dedik. Ama dürüst olalım, öğrenmek hiç bitmiyor. Biz de 6noran ekibi olarak 2024’ü dolu dolu geçirdik; araştırmalar yaptık, tecrübeler edindik, kahvelerimizi içtik (bol bol), arada çayla mola verdik ve bildiklerimizi pekiştirirken bilmediklerimizin peşinden koştuk.

Şimdi şu meşhur 10.000 saat kuralına bir bakalım. 2004’ten bu yana kaç saat tasarım, kodlama, UX, UI diye uğraştık dersiniz? Tahminen o saat barajını çoktan aştık ama yine de mütevazıyız. Çünkü 10.000 saati geçmek sizi uzman yapabilir ama her gün yeni bir şey öğrenmek sizi canlı ve yaratıcı kılar. Biz de tam olarak bu yüzden 2025’e yepyeni projeler ve fikirlerle merhaba dedik.

Bu yazıda, tasarımın tarihine kısa bir yolculuk yapacağız. İlk hiyerogliflerden modern grafik tasarıma, armalardan dijitalleşmeye kadar uzanan bu hikâyede, tasarımın nasıl bir iletişim ve ifade biçimi olarak evrildiğini birlikte keşfedeceğiz. Hazırsanız başlayalım. Ama unutmayın, kahve fincanınızı doldurun; bu yolculuk hem ilham verici hem de biraz nostaljik olabilir! 😊

Tasarım, insanlık tarihinin en temel iletişim ve ifade araçlarından biri olarak kültür, teknoloji ve estetik anlayışına paralel şekilde sürekli evrilmiştir. Hiyerogliflerden modern grafik tasarıma, armalardan markalaşmaya kadar geçen süreçte tasarım, hem bireysel yaratıcılığı hem de toplumsal ihtiyaçları yansıtan bir alan olmuştur. Bu yazıda, tasarımın geçmişten günümüze nasıl bir yolculuk yaptığını ve insan deneyimini nasıl şekillendirdiğini ele alıyoruz.

Hiyeroglifler ve Görsel İletişimin Doğuşu

Tasarımın temelleri, Antik Mısır’da MÖ 3100 yıllarında geliştirilen hiyeroglif yazı sistemiyle atılmıştır. Bu sistem, yaklaşık 1000 farklı sembolüyle logografik, hecelemeye dayalı ve alfabetik unsurları bir araya getirerek oldukça karmaşık bir yazı dili oluşturmuştur. Hiyeroglifler yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir sanat formuydu. Her sembol bir nesneyi, bir sesi ya da bir fikri temsil ediyordu ve bu da yazı ile görselliği birleştiren ilk tasarım örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Ancak hiyerogliflerin öğrenimi büyük bir bilgi ve sanatsal beceri gerektiriyordu. Bu nedenle yazma ve okuma yeteneği, Antik Mısır'da yalnızca ayrıcalıklı bir azınlık tarafından kullanılabiliyordu. Firavunlar, soylular ve din adamları gibi eğitim alma şansına sahip olan kişiler hiyeroglifleri okuyabiliyor ve yazabiliyordu. Geniş halk kitleleri ise bu yazı sistemine erişemediği için bilgiye ulaşma ve iletişim kurma olanakları sınırlıydı. Bu durum, tasarımın erken dönemlerinde bile, iletişimde kimin ayrıcalıklı olduğunu belirleyen bir güç aracı olarak nasıl kullanıldığını gözler önüne serer.

Mısırlı bir Filozof by 6noran

Armaların Yükselişi ve İlk Logolar

Tasarım tarihindeki bir diğer önemli adım, armaların kullanımıyla gerçekleşmiştir. İlk armaların kökeni, MÖ 12. yüzyıldaki Eski Roma ve Yunan kültürüne kadar uzanır. Ancak armalar, 11. yüzyıldan itibaren Orta Çağ Avrupa’sında aile kimliğini ve gücünü temsil eden semboller olarak yaygınlaşmıştır.

Tarihte bilinen en eski armalardan biri, 1066 yılında Hastings Savaşı'na katılan Norman soylularından William FitzOsbern'e aittir. FitzOsbern, ailesinin gücünü ve topraklarını sembolize eden bir arma kullanarak, o dönemde bir tür görsel iletişim oluşturmuştur. İngiltere Kralı I. Richard’ın üç aslan figüründen oluşan arması ise bu sembollerin savaşta cesaret ve soyluluğun temsili olarak kullanıldığını gösterir. Arma ve semboller, zamanla belgeleri ve mektupları mühürlemek için de kullanılarak özgünlük ve otantiklik belirtisi haline gelmiştir. Bu uygulamalar, günümüz logolarının temelini oluşturmuş ve markaların kimliklerini ifade etmek için kullandıkları görsel öğelerin ilk örnekleri olarak tasarım tarihine geçmiştir.

Grafik Tasarımın Tanımlanması ve Meslek Haline Gelmesi

"Grafik tasarım" terimi, 1922 yılında William Addison Dwiggins tarafından ilk kez kullanılmıştır. Dwiggins, kitap tasarımında görsel unsurların yapılandırılması ve düzenlenmesi sürecini açıklamak için bu terimi geliştirmiştir. Grafik tasarım, sadece estetik bir faaliyet değil, aynı zamanda mesajın net bir şekilde iletilmesini sağlayan bir iletişim biçimi olarak önem kazanmıştır.

20. yüzyılda basım teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte grafik tasarım, reklamcılık ve basılı medya için vazgeçilmez hale geldi. Posterler, kitap kapakları ve dergiler, grafik tasarımın hem estetik hem de işlevsellik açısından güçlü bir araç olduğunu kanıtladı. Tasarımcılar, görsellik ile mesaj arasındaki dengeyi kurarak izleyicilerin dikkatini çekmeyi ve etkileşim kurmayı hedeflediler.

Dijitalleşme ve Tasarımın Dönüşümü

20. yüzyılın sonlarına doğru internetin yaygınlaşması, tasarımın dijitalleşme sürecini başlattı. Web tasarımı, grafik tasarımın yeni bir dalı olarak ortaya çıktı. Farklı tarayıcılar ve cihazlara uyum sağlamak için birden fazla versiyon hazırlama ihtiyacı, hem zaman hem de kaynak açısından büyük bir zorluktu. Ancak bu zorluklar, duyarlı (responsive) tasarım anlayışının gelişmesine öncülük etti. Günümüzde web tasarımı, yalnızca estetik bir kaygı değil, aynı zamanda kullanıcı deneyimini (UX) geliştirmeyi hedefleyen bir süreçtir.

Sosyal medya, mobil uygulamalar ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler, tasarımın daha dinamik ve etkileşimli bir hale gelmesini sağlamıştır. Dijitalleşme, tasarımcılara daha geniş bir yaratıcılık alanı sunarken, kullanıcıların beklentilerine ve ihtiyaçlarına daha hızlı yanıt verme imkânı tanımıştır.

Yapay Zeka by 6noran

İnsan Merkezli Tasarım ve Gelecek

Tasarım tarihinin her döneminde insan ihtiyaçları ve estetik anlayış, tasarımın merkezinde yer almıştır. Modern çağda, insan merkezli tasarım anlayışı daha da ön plana çıkmıştır. Kullanıcı deneyimi (UX) ve kullanıcı arayüzü (UI) tasarımı, yalnızca görsel estetik değil, aynı zamanda işlevsellik ve erişilebilirlik hedeflerini de kapsar. Empatiye dayalı bu yaklaşım, tasarımcıların kullanıcıların ihtiyaçlarını, davranışlarını ve duygularını anlamasına olanak tanır.

Gelecekte tasarım, yapay zekâ, artırılmış gerçeklik ve sürdürülebilirlik gibi yeniliklerle daha karmaşık hale gelecektir. Ancak bu teknolojik dönüşüm, tasarımın özündeki insan merkezli yaklaşımı değiştirmeyecektir. Tasarım, geçmişin estetik ve işlevsel birikimlerinden beslenerek, geleceğin ihtiyaçlarına yanıt veren yaratıcı çözümler üretmeye devam edecektir.

Tasarımın evrimi, insanlık tarihindeki yaratıcı ve yenilikçi süreçlerin bir yansımasıdır. Hiyerogliflerden modern grafik tasarıma, armalardan dijitalleşmeye kadar her adım, tasarımın yalnızca estetik bir araç değil, aynı zamanda bir iletişim aracı olduğunu göstermektedir. İnsan deneyimini zenginleştiren tasarım, gelecekte de teknolojik yeniliklerle şekillenerek insan hayatına değer katmaya devam edecektir.

Bir sonraki yazımızda görüşürüz...

GÜZEL BİR PROJENİN İLK ADIMLARI OLABİLİR

Projeniz Hakkında Konuşalım!

Bizimle çalışmak mı istiyorsunuz? Belki sadece "Selam, naber?" deyip bir kaç satır yazmak istiyorsunuz? Belki de soru sormak ya da proje teklifinde bulunmak istiyorsunuz?

Anlatmaya Başlayın